TRENDE BİR GECE

Kondüktör biletlerimizi kontrol ettikten sonra bize teşekkür ederek kompartımandan ayrıldı. Ayrılırken, kapımızı kilitli tutmamızın iyi olacağını eklemeyi de ihmal etmedi. Leman ile birbirimize gülümsedik, gözlerimizdeki heyecanı gördüğü için mi böyle bir uyarıda bulunma ihtiyacı hissetmişti acaba görevli adam. Gerçekten ikimizde yeni yetme aşıklar gibi heyecanlıydık. Eşyalarımızı yerleştirdik. Leman ellerini, yatağa serilmiş bembeyaz çarşafın üzerinde gezdirirken, oturduğum yerden onun ne kadar zarif bir kadın olduğunu düşündüm...Az sonra üzerinde siyah şort ve atleti ile şarap ikram etti bana. Kadehlerimizi yolculuğumuza kaldırdıktan sonra çakır keyif olana kadar içmeye devam ettik. Ardından, birbirimizin kollarında uykuya daldık. Uyandığım zaman içerisi karanlıktı. Leman'ın hemen karşımdaki yatağında uyanık olduğunu anladım. Başımı yavaşça çevirdim. Gözüm karanlığa biraz alışmıştı. Yatağında çırılçıplak yüzüstü uzanmış bir eli kasıklarının arasında ritmik hareketlerle biçimli poposu yukarı aşağı inip çıkıyordu. Sonrabirden durdu ve ayağa kalkarak yanıma geldi. Benim hala uyuduğumu sanıyordu. Elini çarşafın altından külotumun içine sokmuş, istediğine ulaşması zor olmamıştı. Penisimi adeta şefkat duygusu ile seviyordu. Uykuda olan penisim, onun bu ilgisine fazla kayıtsız kalamadı. Sıcacık avucunun içinde uyanmaya başladı.Kulağıma eğildi, "benim yatağıma uzanmanı ve beni emmeni istiyorum." Canı beni çok çektiğinde sevişmeye hep böyle başlamak isterdi. Dediğini yaptım, ranzadan inerek yatağına uzandım. Az sonra o daracık yatakta nasıl becerdiyse yüzüme oturmayı başarmıştı. Kasıklarından sızan zevk suyu şimdiden; yüzüme, ağzıma bulaşmıştı. Onun balını çok seviyordum. Kor gibi dilimle, kilitorisini aradım ve bulunca emip bir süre orda kaldım. Dilimin ucunu hazinesinin çevresinde dolaştırırken üç parmağımı ağır ağır içine soktum. Aynı zamanda ileri geri kıpırdatarak, giderek daha içerlere varıyordum. Yüzümün üzerinde cehennem ateşi yanıyordu. Yavaş yavaş kasılmaları başlamıştı, içindeki volkan patlamak üzereydi. Birkaç saniye sonra kendinden geçti. Artık sıra bana gelmişti.Bir müddet sonra ağzı kasıklarımda, güzel kıçı açıktaydı. Penisimin tepesindeki delikte beyaz bir damlacık belirmişti. Ağzının sulandığını hissediyordum. Dilini dışarı çıkarıp, damlacığı yaladı önce. Sonra ağzını açıp, dudaklarını yapıştırdı. Şimdi de ağzı ateş gibi yanıyordu.Kasıklarımdan yayılan mis gibi koku ile birlikte aletimin ağzında giderek büyümesi Leman'ın kendinden geçmesine neden olmuştu. Gözlerini kapatmış, öyle iştahla emiyordu ki, yüzündeki ifadeyi gördükçe aldığım zevk katlanarak büyüyordu. Penisim ağzında, kasılıp gevşemeye başlamıştı; lavlarımı ağzına püskürtmeye başladım. Tek bir damla kalmayıncaya kadar emdi penisimi. Henüz ikimizde doymamıştık. Leman'ı bir kez daha yatağına yüzüstü yatırdım. Sağ el, küçük parmağımla arka dehlizindekikapıyı daracık kapıyı zorlamaya başladım. Parmağım birinci boğuma kadar ancak girebilmişti, rahatça. Acelemiz yoktu,yavaş hareketlerle kapıyı zorlamaya devam ettim. Kapı aralanmaya başladıkça, parmağım daha derinlere ulaşıyordu.Kıçıyla oynanması, yalanması, becerilmesi, en sevdiği, en zevk aldığı şeylerden biriydi. İşaret parmağıma kadar tekrarladım aynı şeyleri. Artık karanlık dehlizden içeriye girebilirdim rahatça. Fakat Leman beklemediğim bir şey yaptı, parmağımı çekmek üzereyken, kendini öyle kastı ki, parmağım derinlerde sıkıştı kaldı. Neden sonra parmağımı özgür bıraktı ve daracık deliği bir çiçek gibi açılıverdi. Birçok kez yapmış olmamıza rağmen yine de yavaş hareket ediyordum. Henüz başını sokmuştum ki, "hepsini köküne kadar istiyorum" diye inledi Leman. Kalçalarını arkaya doğru bastırıyordu. Giderek hızlanan hareketlerle, penisimi arkasına sokup çıkarıyor, gözünde şimşeklerin çakmasına neden oluyordum. Gittikçe daha sert becermeye başladım. Gel gitler, onu uçuruyordu. Tekrar kasılmalar başlamıştı bedeninde. çivilenmiş gibiydi. İçine fışkırtmaya başladığımı hissettiğinde bayılacak gibi oldu.
ALMOR