Uyandığımda yastığım sırılsıklamdı. kendime gelmem epey bir zaman aldı.
neden sonra yüzümü yıkayıp, bir bardak su içmeyi akıl ettim. evet, az
önce yaşadıklarım yalnızca kötü bir rüyadan ibaretti. fakat çok fazla
etkilenmiş olmalıyım ki normalde rüyalarından bir kaç saniyelik küçük
bir dilimi zar zor hatırlayabilen ben, bu kez bütün konuştuklarımızı
detaylı bir şekilde hatırlıyordum.
omuzlarına yüklediğim yükten bahsettin bana sürekli. ben, "senden bir
beklentim olmadığını defaten söyledim" dedikçe, sen "söylediklerine
kendin inanıyor musun peki?
sürekli kendini kandırmaya çalıştığının farkında değil misin? bu
kadar çok seven insanın karşılık beklememesi mümkün mü sence?..." soru
yağmurunla sırılsıklam olmuş, o an için susup kalmıştım karşında. şimdi
düşünüyorum da eğer bu soruları bir gün bana gerçekten sorarsan sana
cevabım ne olur...
Karşılıksız sevmenin her iki taraf için de bir bedelinin olabileceğine
inanmaya başladım o geceden beri. oysa o ana kadar yalnızca sevenin,
yani kendimin mağdur olduğunu düşünüyordum. senin üzülmeni asla istemem,
bunu sen de biliyorsun. fakat insan, "unutmam gerekir" dediği zaman da
unutamıyor ki! belki gurursuz olduğumu söyleyerek, senden vazgeçmem
konusunda bana yardımcı olabilirsin. belki de gurursuz olduğumu
söylediğinde, ben de "gururum küçük ama yüreğim büyük" cevabını veririm
sana. bütün bu olanlarda senin hiçbir suçun yok ama benim de yok. sana
duyduğum aşktan asla utanmıyorum. çünkü insanın aşık olacağı kişiyi
önceden bilmesi imkansızdır. oysa imkansızı başarmak biz insanların
değil, tanrının işidir.
benim sana kavuşmak gibi bir beklentim yok. seni uzaktan sevmek
korkutmaz beni, artık seni de korkutmasın lütfen! beni kavuşmak korkutur
ancak, o kavuşma ki senin için içimde yetiştirdiğim papatya bahçesinden
tek bir papatyanın solması anlamına gelebilir...bense o papatyaların
sonsuza kadar yaşamasını istiyorum.
ALMOR
27 Temmuz 2012 Cuma
15 Temmuz 2012 Pazar
HANGİSİ DAHA GÜZEL?
Karı koca yemek yiyor... O sırada masaya yaklaşan heykel gibi güzel bir esmer, adamı selamlayıp geçiyor. Adamın karısı soruyor:
-Kim bu afet?
Adam:
-Eğer mutlaka bilmek istiyorsan söyleyeyim, metresim!
Kadın:
-Bir de bu kadar pervasızca söylüyorsun. Boşanıyorum senden!
Adam:
-Yani Etiler'deki apartmanı, Kandilli'deki yalıyı, Göcek'teki tekneyi ve Nice'deki villayi bırakıyorsun...
Uzun bir sessizlik olur. Çift yemeğini çatallarken kadın birden sorar:
-Şu arkada oturan Fuat değil mi? Yanındaki kadın kim?
Adam:
-Fuat'ın metresi.
Kadın:
-Ayy bizimki çok daha güzel!
-Kim bu afet?
Adam:
-Eğer mutlaka bilmek istiyorsan söyleyeyim, metresim!
Kadın:
-Bir de bu kadar pervasızca söylüyorsun. Boşanıyorum senden!
Adam:
-Yani Etiler'deki apartmanı, Kandilli'deki yalıyı, Göcek'teki tekneyi ve Nice'deki villayi bırakıyorsun...
Uzun bir sessizlik olur. Çift yemeğini çatallarken kadın birden sorar:
-Şu arkada oturan Fuat değil mi? Yanındaki kadın kim?
Adam:
-Fuat'ın metresi.
Kadın:
-Ayy bizimki çok daha güzel!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)